En kral entilekteli, afedersin, donumda silkelerim. Hayat adamıyım ben. Britanikha takip ederim.
Recep İvedik, pazar sabahı mahalledeki pazardan alışveriş yaparken, bir tezgahtaki renkli biberleri görüp, "Bu biberler neden bu kadar renkli böyle?" diye sordu. Tezgâhtar gülerek, "Recep abi, bunlar organik biber, doğal renkleri bu," dedi. Recep, şaşkın bir şekilde, "Organik mi? Eskiden her şey organikti, ismi yoktu!" diyerek cevap verdi ve birkaç biber aldı. Yolda giderken, "Mahallede organik sohbet başlatır bunlar," diye mırıldandı.
Recep İvedik, sabah erken saatlerde balkonunda kahvesini içerken, karşı apartmandan gelen piyano sesini duydu. "Bu ne ya, sabah sabah konser mi var?" diye söylendi. Ama bir süre sonra melodinin güzelliğine kapıldı. "Hani böyle güzel şeyler de varmış hayatta," diye düşündü. Piyano sesinin kaynağını bulmak için dışarı çıktı ve karşı apartmanın kapısında durdu. Müziği durdurup, "Kim çalıyor bu güzel müziği ya?" diye bağırdı. Pencereden bakan genç kız, "Ben çalıyorum, rahatsız ettiysem özür dilerim," dedi. Recep, "Rahatsız etmek mi? Hayır, devam et. İlk defa bu kadar güzel bir şey duydum," diyerek tebessüm etti ve kahvesini içmeye devam etti.
4
Recep İvedik, mahalledeki çocuklarla sokakta top oynarken, "Bu top neden hep bana geliyor ya?" diye söylendi. Çocuklardan biri gülerek, "Çünkü Recep abi, sen en iyi kalecisin!" dedi. Recep, "Kaleci mi? Ben sanırım duvar oldum!" diyerek topu uzak bir yere fırlattı. Çocuklar kahkahalarla topun peşinden koşarken, Recep gülümseyerek onları izledi.
4
Recep İvedik, sabah kahvesini içerken karşı komşusunun yeni aldığı köpeği fark etti. "Bu ne ya, köpek mi daha büyük, yoksa apartman mı?" diye bağırdı. Komşusu kahkaha atarak, "Recep abi, köpek değil aslan almış gibi oldum, değil mi?" dedi. Recep gülümseyerek, "Aslan olsa bari, mahallede güvenlik sorunu kalmazdı!" diye cevap verdi ve herkes gülmeye devam etti.
4
Recep İvedik, sabah erkenden parkta yürüyüşe çıkmıştı. Yolda karşılaştığı bir sokak sanatçısını izlerken, "Bu ne ya, herkes sanatçı mı oldu?" diye söylendi. Sanatçı duyup, "Recep Bey, siz de deneyin, belki içinizdeki sanatçı uyanır," dedi. Recep eline boya fırçası alıp birkaç çizik attı ve "Bak işte, Recep İvedik fırçası bu!" diyerek etrafa gülücükler saçtı. Sanatçı ve çevredeki insanlar kahkahalarla onu alkışladı.
Recep İvedik, sokakta bir çocukla futbol oynarken, topu biraz sert vurdu ve top bir arabanın camına çarptı. "Eyvah! Bu ne şimdi?" diye bağırdı. Arabanın sahibi geldiğinde Recep, "Abi çok özür dilerim, futbolun heyecanına kapıldık," dedi. Araba sahibi gülerek, "Sorun değil Recep Bey, önemli olan çocukların eğlenmesi," dedi ve topu alıp çocuklara geri attı. Recep rahat bir nefes alarak, "İyi insanlar hala varmış!" diye mırıldandı.
4
Recep İvedik, otobüs durağında beklerken, yanında duran yaşlı bir adamla sohbet etmeye başladı. "Bu otobüsler niye hep geç kalıyor?" diye sordu. Yaşlı adam, "Sabır Recep, sabır. Her şeyin bir vakti var," dedi. Recep, "Sabır mı? Otobüs beklerken yaşlandım ben!" diyerek gülümsedi ve ikisi birlikte otobüsün gelmesini beklemeye devam etti.
Recep İvedik, mahalledeki yeni açılan dondurmacıya girdi. Dondurmacı, "Recep Bey, hangi dondurmayı alırsınız?" diye sordu. Recep gözlüğünü düzelterek menüye baktı ve "Bu ne ya, dondurma mı bu kadar çeşitli olur? Benim zamanımda üç çeşit vardı: çikolata, vanilya, ve çilek," dedi. Dondurmacı gülümseyerek, "Zaman değişiyor Recep Bey, şimdi her zevke uygun bir şeyler var," cevap verdi. Recep, "Tamam o zaman, bana bir karışık ver. Bakalım bu yeni çeşitler nasılmış," diyerek merakla siparişini verdi. Dondurma geldiğinde, "Vay canına, bu ne lezzet böyle!" diyerek memnuniyetini ifade etti ve mahallelinin de gelip denemesi için dondurmacıyı övdü.
4
Recep İvedik, kahvehanede otururken yan masadaki gençlerin bilgisayar oyunu oynadığını gördü. Merakla yanlarına gidip "Bu ne lan, dünya savaşı mı çıkmış burada?" diye sordu. Gençlerden biri, "Recep abi, bu yeni çıkan oyun, çok popüler oldu," dedi. Recep, "Oyun mu? Benim zamanımda sokakta top oynardık," diyerek başını salladı ve "Neyse, size iyi eğlenceler," diyerek yerine geri döndü.
4
Recep İvedik, sabah kahvaltısında tereyağını ararken, "Bu tereyağı nereye kayboldu ya?" diye söylendi. Annesi, "Oğlum, tereyağını dolaba koymuştum," dedi. Recep, "Aman anne, sabah sabah insan dolaba mı bakar?" diyerek kahvaltısını yapmaya başladı.
4